Akşamın bir vakti çaylar gibi demlenmişiz de dibe çökmüş tüm rehavetimiz. Pencere kenarı karşılıklı birer tütün yakmışız neresinden yanacağımızı bilemeyerek.
Sorgularla inatlaşmış tüm kelimeler, dünden alıp yarına sıvamışız. Şizofren bir iç çekiş bizimkisi, kendi halimizde üstümüze dökülmüş. Yanık kokusu, rüzgar ürpertisi gibi bir geceye yazılmışız. Yüz'de bir yer edinmiş mimikler, sarılmışız.
Biraz eskimiş,paslanmış benlikler. Geceye inat uykuyla dalga geçer gibi kahkahalar atmışız. Ten'de yara izi akla çentik atıp iyileşmeyi bekler gibi dokunmayı yabancı kılmış.
Önce düşünceler dökülmüş üstümüzden, sonra ...
Uğurlamayı beceremeyen halinin yollara dökülmüş hali gibiyim. Kalabalıkların son durağında Boğaz'a dökülür adımlarım, bir vapur dumanıyla.