28 Ekim 2013 Pazartesi

İnkarsız

Normalize edilmiş katıksız yaşamlara doldurulmuş ürünler gibiyiz.
Çoğu kez temelini kendimiz oluşturuyoruz kaybetmenin.
Bir kadehin son yudumunda,
Şarkının o güftesinde,
Merdiven arası uzaklıklar, ara sokakların tenhasında.
Karşılaşmamak için çoğu kez geceye dem vuruyoruz.
Ayrı sokakların aynı köşebaşından sallantılı adımlarımız,
Nice kahkahalar dolduruyor sessizliği de duymuyoruz.
Tekilliklerden çoğul kalabalıkları zorluyoruz.
Pes ediyoruz bazen,
İnatlaşıyoruz.
Kimlik yargısız devam ediyoruz insanlara.
Tek bildiğimiz zihnimiz olsa da, müdahaleyi zayıf kılıyoruz.
Kaçtığımızın inkarsızlığına rağmen akla zarar devam ediyoruz.

13 Ekim 2013 Pazar

Jen.

Gecesi gündüzüyle adımladık şehri
Ağlamalar ve kahkahaların
Susuşların sadeliğini
Ellerimizden düşenleri
Kırdığımız camların umursamazlığını
Yokuş yukarı mahallelerin
Sabah ayazlarının nefessizliğini
Sigaralar, vincent
Sigaralar ve yüksek promilde aklımız
Gölgeler ve düşkün'lükler
Saatleri savılmış uykular
Kıskançlıklar, volümü yüksek sesler
Yalnızlıklar, terkedişler
Boğazdan atlayan akla hizmet
Kurgusuz, içten birleşimler
Olguları öldüren normlar
Abajürün loş ışığı
Pencere önü dalışları
Gökdelenler ve müstakiller
Senlikler
Benlikler..
Sarıldığım Gölge.
Kışa yürüyorum..

1 Ekim 2013 Salı

Drink up

Elliot Smith 'drink up, baby' diye başlamasaydı güne hüzünlü adamların sonunun intihar olduğunu hatırlamamış olacaktım.
Kışa hazırlıksız yakalanmışken üstelik, biraz daha uyuyabilme şansım olsaydı seslerle aramı düzeltebilirdim. Gitmek istesem, çok uzak yerler olduğunu hatırlatır yollar. Vapur dumanları boşuna tütüyor bu havalarda.
Herşeye biraz geç kalmış hissi veren havalardan bugün. Saçlarımı bile değişiklik olarak kabul etmediğim günlerden hani.
Roma yanıyor, ben İspanya'da bir şarap fıçısının içinde uyurken.
Zamansızlık uykuları  girdap gibi içine çekse daha çok ayık kalacağım . Her zamankinden farksız, bugün yine bordo ve sakin bir gün olarak geçiyor kayıtlara

 Oysa zaman hep kendi bildiği gibi işlerken, onun hangi noktasında durduğumu bilemiyorum.  Gerçekçilik o kadar hızlı akıyor ki yaşadığım tüm...