18 Haziran 2010 Cuma

Bu şehrin güneşi batırılır yalnızca.
Tüm sokaklardan usulca yürürsün,nefes alışların değişir.Aynı paralel zaman aralığında farklı sokaklardan bile geçebilirsin,habersizce.
Hem kaçmak hem görmek istersin.Kaçarsın cesaretin yoktur bunu kaldırabilir mi güçsüz kalplerimiz?Görmek istersin..sana hala aynı bakabiliyormu? İfadelerinin bitiş noktaları ezberlediğin gibi mi? Hala o çocuksu gülüşünü koruyor mu?
Ertelenmiş duygular can çekişiyor!
Tüm hayalkırıklıklarım gelin aklıma,tüm yitikliklerim,tüm bitişlerim..Biraz kin tutma yeteneği verin bana,biraz nefret etme.. Bi bunu beceremedim gitti.
Ana caddede trafiğin tam ortasından yürümek gibi.Çarpılma ihtimallerimin hepsini göze almışken..
 Neyi basit yaşayabildim ki bu da basit yaşansın?
Ne sözcüklerde,ne cümlelerde,ne hayatlarda,ne duygularda basitliğe gidebildim...
Karanlık basar otururum pencere kenarına spot lambaları altında gezinir düşünceler,bir parça yankılanır REM - Losing my religion...
Kendime sığmıyorum,evime sığmıyorum,,,
  Bu şehre hiç mi hiç sığmıyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 Oysa zaman hep kendi bildiği gibi işlerken, onun hangi noktasında durduğumu bilemiyorum.  Gerçekçilik o kadar hızlı akıyor ki yaşadığım tüm...