Güneye indiler kaç yıl olduğunu tam anlamıyla hatırlayamayacak yaştaydılar. Sigarasını bile söndüremeden kadın, karşılaştı adamla. Sakin bir masaya ilişti gözleri şaşırdılar hallerine.
Masa, denizden birkaç metreyle sıyrılmış köşede iki kişilik.
- - -
Boş duruyordu, oturdular.
Kişilikler, kişilikleri.. tam da bu esnada şizofreninin hangi safhasında olduklarını hesaplamaya çalışıp, pes ettiler.
Balıklar ekmekleri bitirene kadar devam etti konuşma. Aralıklarla güldü adam kadına, ağız kemikleri birbirine bağlı gibi birinin gülüşü diğerine bulaştı.
Etraf kalabalıklaşsın istemiyorlardı, yeterince kalabalıktılar kendi içlerinde. Masadan kalktılar,
- - -
Bu şehirde yerler birbirine hep yakın, kendileri gibi tüm kişiliklerinden sıyrılmış kendileri gibi biraz mahçup.
Güneş sistemini akıllarının ucunda döndürüp durdular, zamanla ilerleyen yıllar gibi büyümüşlerdi.
- - -
Adam arabayı çalıştıramadı, indi arabadan ön kapağı açtı. Güldü kadın, sisli bir yayla yolunda buldu kendini en fazla iki metre kadar görebiliyordu önünü.
Tekrar bugüne döndü.
Arabaya binip şehir ışıklarının aydınlattığı bomboş yollardan geçtiler.
- - -
Sahil kenarında durdu araba.
Yıllar öncesinden kalma alışkanlığı olsa gerek kayalıklara yöneldi kadın, deniz hiç bu kadar sakin olmamıştı. Yüzlerini aydınlatan ay ışığı denize ancak o kadar güzel yansıyabilirdi.
İçinden konuşuyor gibiydi, birinin yine gitmesi gerekiyordu şehirden. Bu sefer istemiyordu gitmeyi, yorulmuştu. Kadın belki de kafasından üretiyordu yanına oturan adamı. Tüm yabancı hallerinden sıyrılmış kendi gibiydi adam bu şehirde. Yıllar öncesinin insanlarına döndükleri halleriyle bulundukları zamanı yadırgayacak hale getirdiler kendilerini. İnatla iki yakalı şehre peşinden gelen küçük kadın büyümüş, terketmişti adamın döneceği şehri.
- - -
Konuşmalar duraksayarak, aksayarak devam etti.
Mahçuptular.. en çok da kendilerine.
- - -
Uzun zaman olmuştu aynı denize bakmayalı, güneyi bu kadar özleyecekleri ikisinin de aklına gelmemişti.
Zaman yine daralıyordu, kadını evine bırakmak için yola çıktı adam.
Bu sefer konuşamıyorlardı .
- - -
Trafik ışıkları kırmızıya takılmadan , evin önünde durdu araba.
Dudağının kenarına bir buse kondurdu ve o kalabalık şehre doğru yola çıktı adam.
___
Yolda bir han bulup yaktı sigarasını, külünü içine attı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder