Bir kadını öfkesiyle yargılamak en kolayıydı belki de onun için, yazılanlarının aksine aslında bunların geçmişten gelen bir korunma refleksi olduğunu bilemezdi.
Güvenini kırmışlardı kadının, bir erkeğe nasıl güvenileceğini bilmiyordu.
Siz bir evren bulursunuz içini kurarsınız ve yıkarlar, yıllarca içinde hapis kalırsınız anlamaya çalışmakla geçen süre korkularınızı tırmandırır. Ta ki birine tekrar o değeri verebilecek kadar kumar oynama cesaretinde bulunduğunuz bir gün gelir.
Yörüngenize oturur adam.
Başlangıçlar önemlidir yıkık bir dünyadan gelen bu kadının önüne eski hikayeler bırakmak onun gidişatını etkilemişti. Bunun için tertemiz gelmelidir insan, geçmişe dair bir iz bırakmadan. Kalbini temizlediği gibi evini de temizlemeliydi adam.
Kolayca sevemeyen bir kadındı karşısındaki zordu onun içine işlemek, bir yaşamı kurmak yıkmaktan daha çok zorluyordu onu.
Bir sanat eseri gibi ayrıntısıyla işliyordu hislerini, bu sefer hissedebiliyordu içinde.
Bunun kadın için ne kadar önemli olduğunu küçümsemeyin.
Güzel bir günü yaşamaktansa hep evreninde her şeye değer biçmeye yeltenişleri, sadakati, sevgiyi, özlemi ölçme meselesi yaptığını düşünüp kadına ne kadar sığ baktığının farkına bile varamamıştı adam.
Kadın için bu değerlerin ölçüsüzlüğünü kavrayamamıştı, dengesiz bile bulmuştu onu. Böylece kadını incitmeye devam etmişti.
Adam büyümüş olduğunu aksettirdi, küçüktü kadın onun yıllarına göre.
Kimsenin acısı kiloyla tartılmaz bayım! Gerçekliği, sanallığı kişiye mahsustur.
Zaman işledikçe kadın en büyük korkusunu yener ve güvenir adama, farketmediği tek şey adamı ne kadar yorduğudur. Kendi içinde yaşadıklarını yenme çabası geçmişten gelen tüm sanrılarını yoketme isteği epey güçsüz bırakmıştır kadını.
Bundan sonraki süreç karakterleri tersine çevirmiş.Tahammüler zorlanmıştır artık kadın adama bürünmeye, adam kendine yenik düşmeye başlamıştır. Kadın kendini anlatmaya çabalamaktan, adam kadını olmadığı bir suretle yargılamaya başladığı zamana kadar geçen süre ikisini de çok yormuştur.
Oysa kadın, tebessümünü en çok sol yanağına yakıştırırdı adamın.
Birinin düştüğü yerden yanına gelip dizdize oturmaya ne kadar süre lazımdır bilmiyorum. Kadın kendi adına denemiştir. Bir adamın aklına kaos hakimse yok olmayı göze alabilecek kadar cesurdur kadın. Varolduğu aşkı adama borçludur, huzuruna tutunmak için son kanat çırpışlarıdır kadının.
Kaçış adama göre yapılabilecek en kolay seçimdi belki de, tüm bu süreçlerden sonra kadının güvenini kalbinden söküp gitmişti. Tanıdığı adam o değildi.
Kadın şimdi yine yıkık bir şehirde, yıkık hayallerle donuk bir şekilde parmaklarına bakıyor.
Kelimeler boğazına takılıyor, devam edemiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder