4 Haziran 2015 Perşembe

                 


 Senin sessizliğin gürültülü'.
Küçücük odanın içinde kaybolduğunu görüyorum. Sırf ağrılardan kaçabilmek için kapıları kapatıyorsun. Belkide haklısın ama, en acısı ne biliyor musun;
dönmeye çalışırken yüzünde oluşan ifadeler.. ve üzüntü bir hastalık gibi duruyor yüzünde.
Anlamlı kavgaları olmalı insanın.
Savaşmayı ve sevmeyi sürdür, sürdürmeyi sürdür.
Bu gönül benim anlamadığım bir lisan. Dilim sürçüyor.
Hüznümün üzerine ağırlık koymam lazım. Değil mi ama? Yani vakitsiz bir gözyaşı olmasın diye, muhtelif duygularımıza kas yapıyoruz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 Oysa zaman hep kendi bildiği gibi işlerken, onun hangi noktasında durduğumu bilemiyorum.  Gerçekçilik o kadar hızlı akıyor ki yaşadığım tüm...