19 Nisan 2015 Pazar




Pazar kahvaltımı tek başıma yaptım bugün, bizimkiler erkenden kalkmış masayı toplamadan bana bırakmışlardı. kahvaltımı tek başıma yapmayı hiç sevmem.
güney kıyılarının aksine kuzeyin grisi kaplamış gökyüzünü, böyle havalarda hiç uyanmak istemem.  yastığı daha çok kavrıyor kendime bastırıyordum.
bastırdıkça geçicekmiş gibi.
sonra müzik başladı,
barın içinden bir kadın şarkı söylüyordu, kalktım yatagın tam ortasına oturdum piyanonun sesi beni pencereden çıkarmış, üzerimde kırmızı siyah çiçekli bir elbiseyle yağmurlu bir Kadıköy akşamında bir bar taburesinin üzerine oturtmuştu.
yüksek sesten karşındakiyle bağırarak konuştuğun barlardan,
karışmış saçlarıma attım parmaklarımı, o zamanlara göre daha kısa olduğunu farkettiğimde yatağın üstüne geri döndüm.
Şarkı da bitmiş, pencere de rüzgardan açılmıştı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 Oysa zaman hep kendi bildiği gibi işlerken, onun hangi noktasında durduğumu bilemiyorum.  Gerçekçilik o kadar hızlı akıyor ki yaşadığım tüm...